Dünyamız her geçen gün yaşanılır olmaktan hızla uzaklaşıyor.
İnsanlar ve toplumlar yıllar boyu, çıkarları uğruna, doğaya karşı hoyratça
davranmaktan ve tabiat dengelerinin altüst edilmesine kadar varan çevre
kirliliğine sebep olmaktan çekinmediler. Ancak tarihte insanlığın zor anlarında
hep olduğu gibi, bir kere daha aklı selim devreye girdi ve çeşitli ülkelerde,
atmosferi kirleten yakıtlar yerine, daha az zararlı, alternatif oto yakıtları
arayışı başladı. LPG ile çalışan otolar ve LPG dönüşüm sistemleri bu arayışlar
ve çalışmalar sonucu ortaya çıktı.
LPG, yani Sıvılaştırılmış Petrol Gazı ile çalışan araçların
yapımını ilk defa 1940'lı yıllarda ABD'li şirketler başlatmıştır. Daha sonra bu
çalışmalar Rusya'da ve diğer ülkelerde devam etmiştir. Bu gün otomobil
üreticisi bütün ülkelerde bu teknoloji vardır.
LPG, bütan ve propan bileşimlerinden oluşan; basınç
uygulanarak sıvı hale getirilmek suretiyle depolanan ve halk arasında tüpgaz
olarak bilinen yakıtın genel adıdır. Basınç uygulanarak sıvılaştırılan bütan ve
propan'ın çeşitli oranlarda karışımı ile LPG ortaya çıkmaktadır. Bütan ve
propan oranları, LPG'nin kullanım alanlarına, mevsimsel ve çevresel faktörlere
göre bir miktar farklılık gösterebilmektedir. Ülkemizde gerek mutfak ve
sanayi'de gerekse otolarda kullanılan LPG, genel olarak % 70 bütan ve % 30
propan içermektedir. Son yıllarda otolarda LPG kullanımının artması ile artan
rekabet ortamı, şirketleri daha kaliteli ürünler üretmeye zorlamaktadır. Bu
zorlama ile şirketler, LPG bileşen oranlarında farklılaştırmalar yaparak,
kalite ve rekabet avantajı sağlamaya yönelmektedirler.
Sıvılaştılmış gazın taşınması ve depolanması çok daha kolay
olmaktadır. Çünkü sıvılaştırılan gaz yüksek oranda yoğunlaşır ve hacmi küçülür.
LPG'nin sıvı hali gaz halinden 250 kat daha yoğundur. Bunun anlamı şudur; sıvı
hali için 250 kat daha küçük depolar yeterli olmaktadır. Daha anlaşılır olması
için şunu söyleyelim; 250 m3 gaz sıvılaştırıldığında 1m3 bir hacme sığmaktadır.
Bu durum özelliklede otolarda büyük bir kolaylık sağlamaktadır zira otolarda
40- 50 litrelik LPG depoları kullanılmaktadır ve bu depolar yeterli olmaktadır.
LPG, özelliklede ticari araçlarda, trafikte çok fazla kalan
araçlarda daha çok kullanıldığından hava kirliliği olan büyük illerde şu an
alternatifsiz bir yakıttır. Yine ülkemizde araçların yakıt masraflarının ne
denli yüksek olduğu göz önüne alınırsa, özelliklede fazla kilometre yapan ve
büyük motorlu araçların vazgeçilmez yakıtıdır. LPG, petrolün bir yan ürünüdür.
Ayrıca doğalgaz yataklarından da elde edilmektedir. LPG'nin yan ürün olması
dolayısıyla özelliklede petrol üreten ülkelerde neredeyse halka bedava
verilmektedir. Ülkemizde ise % 60 lara varan vergi ve harçlara rağmen
motorininde benzine yaklaşması ile LPG hala büyük bir fiyat avantajı
sağlamaktadır. LPG, gelişmiş ülkelerde fiyatına bakılmaksızın, çevreci yönüyle
tercih ve teşvik edilirken, bizde büyük oranda ekonomik kaygularla tercih
ediliyor. Çevre bilincinin de yükselmesi ile Türkiye'de LPG tüketiminin hızla
artacağında şüphe yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder